Davranış Bozukluğu Tedavisi

Davranış Bozukluğu Tedavisi

Çocukta Uyum ve Davranış Bozuklukları

      Uyum, bireyin sahip olduğu özelliklerinin kendi benliğiyle içinde bulunduğu çevre arasında dengeli bir ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sürdürebilmesi şeklinde tanımlanabilir.
      Gelişim evrelerinin getirdiği doğal zorluklara yakın çevrenin olumsuz etkileri katıldığında, çocukta bunlara tepki olarak çoğunlukla duygusal düzeyde bozukluklar görülebilir. Bu olumsuz tepkilere “uyum ve davranış bozuklukları” denir. Bu ana başlık altında, parmak emme, tırnak yeme, alt ıslatma gibi alışkanlık bozukluklarından, suçluluk olarak tanımladığımız anti-sosyal davranışa kadar uzanan uyum güçlükleri toplanabilir. Alışkanlık bozuklukları (habir disturbances), çoğu fizyolojik düzeyde sayılabilecek uyum güçlüklerinin süregelmesi ve olumsuz birer alışkanlık halinde yerleşmesi şeklinde tanımlanabilir.
Çocuğun gelişmesi ve kişilik kazanması için en uygun çevre, birçok sorunun çözülüp, engellerin aşılmasıyla olumlu etkisini sürdürür. Olumlu çevreyi yaratmak, güven veren, anlayışlı, sevgi dolu yaklaşımlara bağlıdır. Bu çevreyi bulamayan çocuk, güvensiz olur, karmaşık duygu, düşünce ve çelişkiler içinde bunalır. Kimsenin kendisini sevmediği, istemediği kuşkusuna kapılarak çevresindekilere inanmaz ve güvenmez. Büyüklerin ilgisini çekmek için gereksiz davranışlar yapar. Bunlar, bir sınırdan sonra çocuğun çevreye uyumunu bozar. Bu tür bozuklukların başında sürekli hırçınlık, sinirlilik, geçimsizlik, yalancılık, kavgacılık, söz dinlememe, kaygı ve korku hali gelir. Yaş büyüdükçe, bu tür davranışlar çevreye ve topluma uyum bozukluğu şekline dönüşür. Evden, okuldan kaçma, hırsızlık, sürekli başkaldırma, tüm kuralları çiğneme ve saldırganlık görülebilir. Hatta çocuk ve gençlerde türlü suçlar işlenmesine neden olur. Bunlar arasında hırsızlık, yankesicilik, alkol alma, uyuşturucu ve uyarıcı maddeleri kullanma, kavga, tahrip, bıçak ve tabanca taşıma, yaralama, öldürme gibi hafiften ağıra giden birçok suç yer alır.

PROBLEMLİ ÇOCUKLARA YAKLAŞIM BİÇİMLERİ

      Problemli çocukların tanımlanmasında, öncelikle davranışları bakımından normal olan çocuklarla, sapan davranış örnekleri ve bozukluğu gösteren çocukları ayırt etmek gerekir. Başka bir deyişle, normal ve normalden sapan davranışın ne olduğu bilinmelidir.

Normal ve Anormal Davranış Gelişimi

      Gelişim sürecindeki çocukta sürekli bir değişim görülür. Bedence olgunlaşmanın yanı sıra, zihinsel ve sosyal becerilerinde de gelişme görülür.
      Gelişimin düz ve pürüzsüz olduğu söylenemez. İnişli çıkışlı yola benzeyen bu süreç içinde, çocuklar zaman zaman çeşitli problemlerle karşı karşıya kalırlar. Bu, bazılarında tuvalet eğitimi konusundaki savaşım şeklinde yoğunlaşırken, bazılarında da içe çekilme yada sürekli bir utangaçlık veya uyum sorunları şeklinde görülebilir. Çoklukla çocuklar, davranışlarında istenen ve istenmeyen davranış karışımlarını birlikte sunarlar.
      Çocukluk döneminde bazı problemler, normal gelişimin bir parçasını oluşturur. Hemen her çocuk, hareketleriyle kabul edilen ve edilmeyen davranış biçimlerinin bir karışımını gösterir. Bu problemlerin çoğu kalıcı olmaktan çok, geçici türdendir. 

Konuyu üç örnek vakayla açıklamaya çalışalım:

Örnek Vaka 1.
      9 yaşında bir kız çocuğu. Okulda arkadaşlarının harçlıklarını çalarken yakalanmıştır. Birkaç kız arkadaşı tarafından suçüstü yakalanmasına karşın, o işlediği suçu reddetmektedir. Bu tür hırsızlıkları ve olumsuzlukları sebebiyle arkadaşları onu sevmez. Bu sürtüşme ortamında zaman zaman onlardan bazılarını dövdüğü de olur.
 Bu durumda 9 yaşındaki bu kız çocuğunun saldırgan ve anti sosyal davranışı, “sapan” bir davranış örneği olarak mı, yoksa “normal” davranış ölçüsü içinde mi kabul edilmelidir?

Örnek Vaka 2.
     11 yaşında erkek okula gitmek istememektedir. O, hep orta düzeyde bir öğrenci olmuştur. Bu arada, geçirdiği bir bronşit nedeniyle 2 hafta okula gidememiştir. Okula başlayacağı gün nefes darlığı belirtileri görülür. Annesi, kendini daha iyi hissedinceye kadar evde kalmasını ister. Aradan 1 hafta daha geçmesine ve doktor tamamıyla iyileştiğini söylemesine rağmen, okula gitme zamanı geldiğinde endişeleri artar ve kendisini hasta hisseder, sonunda da evde kalmayı tercih eder.
Bu vakadaki çocuğun tepkileri normal midir, yoksa bir uzmanın yardımına ihtiyacı mı vardır?

Örnek Vaka 3.
       17 yaşında bir delikanlıdır. Az çalışmakta ve notları giderek düşmektedir. Üstelik bu durumdan pek kaygılı da görünmemektedir. Anne ve babası ümitlerini kesmiştir. Bir kesrinde
 babasının arabasıyla arkadaşlarıyla partiden dönerken küçük bir de kaza yapmıştır. Ailesi, uyuşturucu kullanmasından endişe etmektedir.
 Bu genci sorunu, tipik bir gençlik sorunu mudur, yoksa bu durum bir uyum sorununun mu göstergesidir?

Normallik Ölçütleri
      Çocuk ve gencin davranışının normal mi? Yoksa davranış bozukluğu mu olduğunun belirlenmesi için bazı ölçütler gerekir. Bu ölçütler:
1. Yaşa uygunluk,
2. Sapan davranışın yoğunluğu,
3. Süreklilik,
4. Cinsel rol beklentisi,
5. Kültürel faktörler şeklinde özetlenebilir.

Kaynakça: Prof. Dr. Haluk YUVUZER – Çocuk Psikolojisi